Spor ayakkabılardan bildiğimiz yapışkan özellikli “cırt cırt”ların, 1941 yılında dağcı George de Mistral’ın köpeğiyle ormanda yürüyüş sonrasında kendinin ve köpeğinin her tarafına yapışan bir bitkinin dikenli kabuklarından esinlenmasinden geliştirildiğini biliyor muydunuz? Mistral, bu bitkinin dikenlerinin herşeye yapıştığını görünce, naylon ve çeşitli materyaller kullanarak bugün sıkça kullandığımız “cırt cırt”ı yarattı.
Günümüzde hayatı kolaylaştıran buna benzer birçok buluşa yol veren “biomiometri”, gittikçe doğadan uzaklaşan insanların yine de doğanın klavuzluğunda en eksiksiz tasarımları geliştirmesini mümkün kılıyor. Biomimetri, insanlığın günlük hayatta karşılaştığı sorunları, doğadaki beceri, sezgi, ve bilmi kullanarak, başka bir deyişle doğaya dönerek, çözme sanatıdır. İngilizce “Biomimicry” olarak bilinen biomimetri kelimesi, Latince’de “bios” hayat, “mimesi” taklit anlamına geliyor. Buna göre, biomimetri, doğanın yöntemlerini kullanarak ve araştırarak insanlığın problemlerine çözüm getirme sanatı ve bilmi dalı olarak tanımlanabilir.
Milyonlarca yıldır çeşitli sorunların üstesinden gelmek için kusursuz işleyen modeller üreten dünya üzerindeki tüm canlılar, karşılaştıkları sorunlara çözüm getirecek şekilde kendilerini geliştirmeye devam etmiştir. Bu modellerin birçoğu, yine milyonlarca yıllık test ve yanılgılardan geçti, olgunlaştı ve olgunlaşmaya devam ediyor. Biomimetri, bu çözüm modellerinin örnek alınarak taklit edilmesi yoluyla, çeşitli ürünler ve sorunlar üzerinde uygulanmasını içeren bir bilim dalı olarak algılanmaktadır.
Bu yaklaşıma ışık tutan biyolog Janine Benyus’un 1997’de basılan “Biomimicry: Innovation Insired by Nature” kitabı, ekolojik olarak farklı olmak isteyen şirketlerin, kültürlerin ve ekonomilerin yapabileceklerini anlatmakla kalmıyor, birçok insanın düşünce yapısını ve yaşam şeklini değiştiren bir kavramdan bahsediyor. Benyus, insanların doğaya “örnek, önlem, ve danışıman” olarak bakmalarını tavsiye ederek, biomimetrinin en önemli hedeflerinden birinin sürdürülebilirlik olduğunu vurguluyor.
Biomimetri’nin kullanımına bir başka güzel örnek, 1496 yılında kuşların uçma kabiliyetine hayranlık duyan Leonardo da Vinci’nin, kuşların uçuşlarını detaylı çizim ve çalışmalar yaparak analiz etmesiyle bir “uçma makinesi” yapmasıdır. Günümüzde biomimetri, enerjiden sağlık sektörüne kadar birçok farklı alanda yapılan yeniliklere ışık tutuyor. Örneğin, kambur balinaların vücutlarının büyüklüğüne rağmen son derece çevik olduklarını gözlemleyen Kanadalı Whalepower şirketi başkanı Frank Fish, bu balinaların suya girip çıkarken, bedenlerine göre sadece bir buçuk metre çapında su baloncukları yaptıklarını farkediyor. Bunun üzerine, şirket, balina yüzgeçlerinin tasarımından yola çıkarak, rüzgâr tribünlerinin pervanelerini verimi arttıracak ve sessizce çalışabilecek şekilde tasarlıyor.
Teknolojisi hiç durmadan ilerleyen bir başka ürün elektronik ekranlar. Peki kelebek kanatlarının benzersiz özelliklerinin ekran teknolojisini geliştirmek için kullanılabileceği hiç aklınıza geldi mi? Kelebeklerin parlak renkli kanatlarının ışığı farklı biçimde yansıtmasından değişik dalga boylarının birbirleriyle kesişerek kusursuz denilecek kadar parlak renkler yaratıyor olması, günümüzde mobil cihazlarda daha az enerji kullanarak daha parlak ekranlar yaratmak için kullanılıyor.
Önümüzdeki hafta biomimetrinin ışık tuttuğu farklı alanları inceleyerek, canlıların, en iyi ve en başarılı olduğu uzmanlık alanlarını, günümüz ürün ve projelerine uygulayarak insanların hayat kalitesinin nasıl arttırılabileceğinden bahsedeceğiz.
Çise Ünlüer (5 Haziran 2011)
ciseunluer@gmail.com
No comments:
Post a Comment