Arayın, Yeşil Hayatı Tarayın...
30/10/2010
Sürdürülebilir Sistemler
Hızla değişen dünyaya paralel olarak gelişen insan bilincinin evrimiyle farkındalığı da giderek artıyor. Uzun yıllar önce birlikte anılmayan bilim ve spiritüellik bile çoğumuzun hayatında aynı anda varolabildiği gibi, çözüm arayışında da büyük önem taşıyabiliyor. Artık farklılıklarımızın bilincinde olmanın yararlarını ve bir bütünün parçası olduğumuzu kabullendiğimiz bir dünyada yaşıyoruz.
Bu farkındalıkların sayesinde hem insanlığı hem de yeryüzünü gözeten çözümler üretme yolunda artan bilincimizin bir ürünü olan ve geçtiğimiz hafta giriş yaptığımız felsefi olduğu gibi pratik bir yaklaşımı teşkil eden permakültür, sürdürülebilir insan yerleşimlerinin çevresel etiklere dayanarak doğru bir şekilde tasarlanması üzerine yoğunlaşır. Sürdürülebilir hayatı gerçeğe dönüştürmek, yaşadığımız çevre, kaynaklarımızın kullanımı ve ihtiyaçlarımızı nasıl karşıladığımız hakkında dikkatli bir düşünmeyi ve planlamayı gerektirir. Sadece bugün için değil gelecek kuşakların da devamlılığını sağlamak için sürdürülebilir sistemlerin gerekliliği tartışılmazdır.
İster büyük şehirlerde ister köylerde, nerde yaşadığımızın hiçbir önemi olmaksızın, hepimizin amacı doğa ve insanlar arasında çeşitlilik, devamlılık ve esnek doğal ekosistemlerin tasarlanmasını mümkün kılan güçlü bir bağ oluşturmak olmalıdır. Bugüne kadar düşünmeden zarar verdiğimiz doğayı canlandırmak ve bozulmamış kısımlarını korumak bizim elimizdedir. Permakültür kalıcı ve tamamı ile kendine yetebilen bir sistem olduğundan sadece çiftlikler, bahçeler, ve binalarla sınırlı olmamakla birlikte, ticari, endüstriyel, organizasyonel, sosyal ve eğitimsel planlama için de kullanılmaktadır.
Dünyadaki tüm yaşam süreçlerinin kaynağı güneştir. İnsan hayatının sürdürülebilir devamı için ekolojik istikrarın temin edilmesi şarttır. Bu yolda ihtiyaç duyulan toprak, su, enerji ve diğer doğal kaynakları, çeşitliliklerini koruyabilecekleri şekilde tasarlamak gerekir. Dünyaya varan güneş enerjisi sayesinde her mevsimde belli miktarda bir büyüme gerçekleştiren ağaçları ve otları keserek, yabani otları temizleyerek, veya et için hayvan besleyerek aslında topraktaki mineralleri tüketmiş oluyoruz. Mineral ve besin eksikliğini önlemek için organik maddeleri kullanarak kompost hazırlamak, ve sistemde kullandığımız tüm materyallerin yaşam döngüsünü öğrenmek gibi önlemler alınabilir.
Permakültür prensiplerine göre bir sistemden alınan herşeyi tekrardan o sisteme geri vererek sürdürülebilirliğin sağlanması gerekir. Sistemin tüm döngülerinin devamı için enerji geridönüşümü göz önünde bulundurularak sistem çıktıları sistemdeki ihtiyaçları gidermek için kullanılmalıdır. Herhangi bir işlemi gerçekleştirmek için kullandığımız tüm elementlerin var olan tüm fonksiyonlarını kullanacak şekilde planlamak, elimizdeki tüm kaynaklardan mümkün olan en iyi miktarda yararlanmamızı sağlar. Örneğin, küçük bir göl veya su birikintisi, etrafına serinlik sağlamanın yanında içerisinde yaşayan ördek ve balık gibi hayvanlara yaşam alanı sağlar; sulama, yangından korunma ve çeşitli ev işleri için kullanılabilecek yağmur suyunu bünyesinde tutar. Aynı gölden temin edilebilecek killi toprak bina, duvar, veya fırın yapımında kullanılacağı gibi aynı anda sıva için de kullanılabilir.
Sürdürülebilir sistemlerin en önemli öğelerinden biri çeşitlilik. Bir sistem içerisindeki elementlerin miktarı elementler arasındaki fonksiyonel ilişkiler kadar önemli olmadığından çeşitlilik üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur. Permakültürde bir diğer önemli yaklaşım ise bireylerin kendi gıdalarını yetiştirmeleri, yerel ekonomiyi desteklemeleri, ve komşularıyla sürekli bir işbirliği halinde olarak “global düşün, yerel hareket et” anlayışını benimsemeleridir.
Kurmaya çalıştığımız sistem içerisinde kaynakları sonsuz çeşitlilikle kullanmanın tek sınırının tasarımcının bilgisi ve hayal gücü olacağını akılda tutarak, bu konuda yapabileceğimiz en verimli şey, doğanın döngüleriyle işbirliği yaparken, en az değişikliklerle en büyük etkileri elde etmek için yaratıcılığımızı geliştirmektir. En güzel sonuçlar için küçük çapta başlayarak yüksek verimli ve kontrolü kolay olan bir sistem yaratmak gerekir. Tasarımımızın başarılı olması için tüm elementler bir araya geldiğinde harmoni ile çalışabilmeli ve sistem tamamı ile kendi kendini yönetebilir bir duruma gelmelidir.
Günün sonunda, tüm organizmalar çevrelerini kendi yararları için değiştirirler. Permakültür prensipleri enerji verimliliği, yemek pişirmek, aydınlatma, ulaşım, ısıtma, atık yönetimi, su ve diğer enerji ihtiyaçlarına uygulanabildiğinden hayatım tüm evrelerinde yararlanabileceğimiz önerileri kullanımımıza sunar. Bu prensipler arasında gözlemlemek ve etkileşime girmek, enerjiyi yakalamak ve muhafaza etmek, verim almak, kendi kendini yönetmek, ve yenilenebilir kaynakları ve hizmetleri kullanarak değerlerini bilmek gibi yaklaşımlar gelir. Bunların yanında atık üretimini sıfırlamak, kendini tekrar eden modellerden detaylara doğru tasarım yaparken çeşitliliğin önemini anlayarak kullanmak, ve değişime yaratıcı şekilde yanıt vererek olası değişimden istifade etmek de permakültürün ana prensiplerindendir.
Gerçekte ekolojiden esinlenmiş bir sağduyu tasarımı olarak tanımlanan permakültür, sürdürülebilir insan yerleşimlerini kurgulayabilmemizi sağlayan bütünsel bir tasarım bilimidir. Permakültür çözüme odaklıdır. İnsan kendisi istedikten ve doğayı dikkatli bir şekilde gözlemleyerek anladıktan sonra geliştirebileceği sistemler sayesinde yeryüzünde yaratabileceği bolluk, bereket, ve biyolojik çeşitlilik doğrultusunda çözümler mümkündür.
Sürdürülebilir tarım olmaksızın istikrarlı bir sosyal düzen mümkün değildir. Halkımızın permakültürle tanışması ve çözüm olasılıkları ile ilgili farkındalık kazanmasının en etkili yöntemi çeşitli bölgelerde düzenlenecek olan eğitimlerle mümkün olan en çok miktarda insana ulaşarak gerçekleşebilir. Ülkemizde bir permakültür ağının oluşması ve büyümesine yönelik adımlar sayesinde sürdürülebilir yaşam için bir tasarım sistemi oluşturabiliriz.
Çise Ünlüer (31 Ekim 2010)
ciseunluer@hotmail.com
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment