Arayın, Yeşil Hayatı Tarayın...

25/06/2010

Elektrik ve Su Masraflarını Nasıl Kısabiliriz?



Sürekli artan elektrik masrafları ülkemizin yüzleşmek durumunda kaldığı en büyük enerji sorunları arasında ön sırada gelmektedir. Peki elimizdeki faturaları mümkün olan en çok miktarda nasıl kısabiliriz? Yapmamız gerekenler aslında düşündüğümüzden çok daha basit.

Artan sıcaklarla birlikte klima ve soğutucuların ayarı yükselince, elektrik ve benzeri giderlerin neredeyse iki katına çıkacağı kesin. Kabaran faturalara eklenen zamları da düşününce insanın içinin kararmaması imkansız. Bu duruma getirilebiecek en etkili çözüm – tasarruf! Bu alandaki uzmanlara göre, alınacak belirli tedbirler sayesinde enerji harcamalarımızda yüzde elli (50%) tasarruf sağlamak mümkün.

Evlerimizde elektrik ve suyu verimli olarak kullanmamız mümkündür. Ancak gerekli tasarrufu sağlamak için öncelikle alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekmektedir. En basit tasarrufların başında evdeki tüm lambaları enerji tasarrufu sağlayanlarla değiştirmek, evde soba veya klima gibi sıcaklığı ayarlayan aletler çalışırken yalıtımın iyi yapılmış olması ve ısı kaybını önlemek için herhangi bir pencere veya kapının açık bırakılmaması geliyor. Bu yaklaşımlar enerji sarfiyatını yarı yarıya azaltıyor. Evlerde ısınmak için kalorifer peteğinin üstünü açık tutmak bu aletlerin gereğinden fazla çalışmasını engellediği için etkili tedbirlerden biri olarak görülüyor.

Evimizde ihtiyaç duyduğumuz fırın, ocak, buz dolabı, derin dondurucu, çamaşır ve bulaşık makinesi gibi elektrikli ev aletlerini satın alırken sadece ucuz olmalarına bakarak karar vermek doğru değildir. Bu ev aletlerinin işletme maliyetini belirleyen kullandıkları elektrik enerjisi ve su gibi kaynakları düşünmek büyük önem taşır. Örneğin, bir çamaşır makinesi satın alırken her bir yüklemede yıkayacağı çamaşır miktarı yanında tüketeceği su ve elektrik enerjisi miktarına da dikkat edilmelidir. Bazı durumlarda bu aletlerin işletme maliyetlerinin düşündüğümüzden çok daha yüksek olabileceğini akılda tutarak, işletme maliyeti verimli olan ev aleterine yönelmeliyiz. Bunun bir nedeni de, elektrikli aletlerin işletme maliyetlerinin yüksek olması gereğinden fazla enerji kaynaklarına ihtiyaç duydukları ve bu nedenle de atmosfere gereğinden fazla sera gazı salgıladıklarının bir göstergesidir. Toplu anlamda incelenecek olursa, başta karbondioksit olmak üzere iklim değişikliğine neden olan sera gazlarının biraraya gelmesi ile dünya genelinde sıcaklıklar artıyor, sel felaketleri ve doğal dengeyi bozan diğer olaylar sık sık görülüyor.

Günlük hayatta ihtiyaç duyduğumuz enerji miktarına ek olarak, evde kullandığımız elektrikli aletlerin çoğu çalıştıkları süre boyunca belirli bir miktarda su tüketimine neden olurlar. Çamaşır ve bulaşık makinelerine ek olarak evlerimizdeki tuvalet rezervuarlarının her boşaltmada ne kadar su tükettiğine dikkat etmeli ve suyu verimli kullananları tercih etmeliyiz. Yüzümüzü yıkarken, banyo yaparken, dişimizi fırçalarken, sebze ve meyveleri yıkarken düşündüğümüzden çok daha fazla su harcadığımızı ve bu suyun çeşmeden akıp gittği andan itibaren atık suya dönüştüğünü unutmamalıyız. Günümüzde farklı su arıtma teknolojileri geliştirilmiş olsa da, içme suyu ve atık su arıtma maliyeti hala daha çok yüksektir. Yeryüzünün üçte ikisi su olduğu halde sadece yüzde üç (3%)’ünün tatlı su olduğu unutulmamalıdır. Suyu verimli olarak kullanmak bulunduğumuz ortamların hijyen ve temizliğini artırmakla kalmaz, daha ekonomik işletme yapmayı mümkün kılar.

Enerji tasarrufununu kolayca sağlayabileceğimiz başka bir alan ise mutfaktır. Yemeği pişirirken tencerenin kapağını kapatmak veya fırına kıyasla yüzde yetmiş (70%) daha az enerji tüketen mikrodalga kullanmak mutfakta kullandığımız enerji miktarını azaltmak için alabileceğimiz en basit önlemlerdir. Yiyecekleri düz tabanlı tencere ve tepsilerde pişirmek ve bu süreç boyunca tencelere veya tepsilerin tabanları alev aşmamasına önem göstermek gerekir. Kapaksız kapta yemek pişirirken 3 kat daha fazla enerji tüketmek gerektiğini unutmayarak, pişirme süresince kapakların iyice kapalı olduğundan emin olmak ve eğer fırını kullanacaksak aynı anda 2-3 yemeği birden pişirmek enerji tasarrufu açısından önem taşır. Yemek pişirirken fırının kapağını gerekmediği sürece açmamak gerekir çünkü her kapak açılışında içerdeki sıcaklık 25-30 derece düşer.

Unutmamak gerekir ki değişimin gerekliliğinin farkında olmak bu durumda kesinlikle yeterli değildir. Gün geçtikçe kontrolümüz dışında gelişen iklim değişikliğine karşı açtığımız savaşı kaybediyor, çocuklarımıza bırakabileceğimiz en değerli miras olan doğal kaynakları savurgan bir yaklaşım benimseyerek düşünmeden harcıyoruz. Yaşam alanlarımızda alacağımız basit önlemlerle kişisel enerji masraflarımızı kısmakla kalmaz, çocuklarımıza iyi bir gelecek hazırlamak için yeterli zeminin oluşmasına katkıda bulunuruz.

Çise Ünlüer (27 Haziran 2010)
ciseunluer@hotmail.com

No comments:

Post a Comment