Arayın, Yeşil Hayatı Tarayın...
26/08/2011
Bali’ye Doyamayanlar İçin
Uzakdoğu kültürünü biraz biliyorsanız, buraların insanının dine verdiği önemi de az çok duymuşsunuzdur. Bu ülkelerin çoğunda yaşayan insanların inançlarına duyduğu saygıyı ihtişamlı tapınaklarından anlamak mümkün olduğu gibi, Bali’de de bu tapınaklara sık sık rastlanılıyor. Görülmesi gerekenlerin başında “Ana Tapınak” olarak bilinen 11. yüzyılda inşa edilmiş Pura Besakih Tapınağı geliyor. Bali Adası’nda bulunan ve yıllar önce binlerce kişinin ölümüne neden olan yanardağların da insanda ilgi uyandırmaması imkansız.
Bali Adası'nda tapınakları gezmek, alışveriş yapmak, başka yerlerde göremeyeceğiniz nerdeyse gerçek dışı doğal güzelliklerini, yanardağları keşfetmek ve tabii göz kamaştıran mükemmel beyaz kumsallarında, masmavi denizinde dilediğiniz gibi keyif yapmak, spor aktivitelerinde bulunmak mümkün. Tapınak, doğa gezisi, orman, ve pirinç tarlaları yerine eğlenceye doymak isteyenler için de Bodrum’u andıran adanın güneyindeki Kuta bölgesi tercih edilebilir.
Bali Adası’nın resim atölyelerinden heykeltraş merkezlerine, tahta oymacılığından gümüş ve altından yapılmış el işi takılara kadar farklı sanat türlerinin merkezi olan Ubud bölgesinde bulunan tapınakların yanında, “Maymunlar Ormanı” olarak adlandırılan alanı ziyaret etmeden dönmemek gerek.
Adaya görsel bir zenginlik katan pirinç tarlalarının görünüşünden anlaşılacağı gibi, Bali’de yenilen nerdeyse tüm yemeklerin yanında gelen kendi yetiştirdikleri pirinçle karşılaşmamak imkansız. Bali halkının hayatta kalma mücadelesinin önemli bir parçası olan pirinç, dini inanışlarında da yer alıyor. Hinduizm inançları ile doğru orantılı olarak nerdeyse her gün dini bir kutlama olarak karnaval havasında geçtiğinden adada geçirilen süreçte Bali halkının yöresel danslarını izlemek mümkün.
Pirince ek olarak değişik bitkilerden yapılan yemeklerin tadına bamak, özellikle taze egzotik meyveler veya muz yaprağı gibi değişik tatların kullanıldığı farklı tabakları denemek gerek. Ada halkının çok büyük bir kısmı daha ekonomik olduğu için ulaşımını motosikletle sağladığından, yollarda arabadan çok motosikletleri üzerinde seyehat eden aileleri görüyorsunuz. Başka ülkelerden gelen ziyaretçiler için de ada içi ulaşım için en sevimli ulaşım seçeneği, kolaylıkla kiralanan bisiklet ya da motosikletler olacaktır. Ancak bu konuda deneyimi olmayanlar için Bali’nin hızlı trafiği tehlikeli olabileceğinden başka alternatifler de düşünülebilir.
Peki Bali’ye nasıl gidilir? Kıbrıs’tan ulaşmanın en kolay yolu İstanbul’dan Singapur, Hong Kong veya Bangkok’tan aktarmalı olarak uçmak. Bu yolculuk yaklaşık 20 saat sürüyor. Bali’den Jakarta'ya uçuş süresi yaklaşık 1.5 saat, Singapur'a 2.5-3 saat, Hong Kong'a 4.5 saat ve Sydney/Melbourne'e 5.5-6 saat civarıdır. İlk bakışta uzun bir yolculuk olduğundan insanın gözünü korkutsa da, bu kadar uzun bir yolun ardından varmak isteyeceğiniz tek yer Bali olacaktır.
Bali ile ilgili bilmeniz gerekenler: para birimi Endonezya Rupiahı, resmi dil Bahaya Endonezyaca’dır. Ancak halkın çoğu İngilizce de anladığından çat-pat anlaşmak mümkün. Gerek sokakta yön sorma gerekse anlamadığınız bir konuda tavsiye olsun, Bali halkı canayakınlığı ile yardım etmeye her zaman hazır. Kasım-Mayıs arasında olan yaz aylarında sıcaklık ortalama 27-35˚C, kışın ise 18-25˚C arasındadır. Nerdeyse her mevsim yağmur görülür. Bali’ye en yakın Türk konsolosluğu Jakarta’da bulunur.
Bali her ne kadar turizm alanında popüler bir yer olsa da, bölge halkı düşündüğünüzden çok daha fakir ve kötü yaşam şartlarıyla savaşmak zorunda. Bunlara rağmen genel olarak “mutlu” bir tablo çizen yerliler, güler yüzlü ve her zaman yardımsever. Ubud bölgesi gibi birçok farklı yerde sanatlarını sergileyen ve gelen turistlerin ilgisini çekerek eserlerini satmaya çalışan halkla pazarlık yapmak fiyatları düşürecek olsa da, bu süreçte alacağınız herhangi bir ürünün onların hayatında ne kadar fark yapacağını unutmadan davranmak en doğrusu olacaktır.
Dünyanın dört bir yanından gelen turistlerle gelişmiş ve büyümüş olsa da, Bali’yi tanınmış birçok tatil yerinden farklı kılan en önemli özelliği özünden, geleneklerinden, göreneklerinden ve inançlarından ödün vermemiş olmasıdır. Bali, her sokağında görebileceğiniz tapınaklar, heykel atölyeleri, binalar, adaya öz yaşam tarzları ile adeta bir kültür mozaiğini gözler önüne seren eşsiz bir yerdir. Turistler’e alışkın yerli halk, adayı ziyaret edenlerin, dini kutlamalar dahil olmak üzere kendi kültürlerini yansıttıkları ortamlarına girmesinden rahatsızlık duymuyor. Bu nedenden bu güzel adayı ziyaret ederken, bölge halkının alışkanlıklarına saygı duymak gerekir.
Eğer Amerikalı komedyen Bob Hope gibi “Başka ülkelerde neler olduğunu başkalarından dinlemektense, kendi gözümle görmek isterim” diyenlerdenseniz, Bali’yi bir sonraki tatil planlarınızı yaparken düşünmenizi tavsiye ederim. İçinizde huzur, yüzünüzde dinlenmiş olmanın getirdiği gülümseme, ve eşi benzeri olmayan bir kültüre tanıklık etmenin verdiği heyecanla Bali’den ayrılırken, bölge halkının kendi geliştirdiği oyma işçiliği sanatıyla yarattığı eserlerden almayı unutmayın.
Çise Ünlüer (28 Ağustos 2011)
ciseunluer@gmail.com
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment