Arayın, Yeşil Hayatı Tarayın...

15/11/2009

Alan Memnun, Veren Memnun!



Eminim bunu siz de yaşamışsınızdır. Alışverişteyken gözünüze takılan birşeyi “belki bir gün lazım olur kullanırım” ya da “bu bana kesin gerekli” diyerek iki kere düşünmeden aldığınız olmuştur. Çoğumuzun evinde yıllarca birikmiş olan ve kullanımları gün geçtikçe azalan birçok eşya vardır. İlk gördüğümüzde kesin kullanırız ya da bir gün gerekli olur düşüncesi ile satın aldığımız eşyalarımızın, ya uzun zaman kullanılmaktan dolayı eski verimliliklerini gösteremeyip ya da beklenildiği gibi gerekli görülmeyip bir köşeye atılmış olmaları, günümüzde sıkça görülen bir durumdur.

Peki elimizde birikmiş olan ve kullanmayacağımız eşya veya aletleri doğaya en az zararı verecek şekilde nasıl elden çıkarabiliriz? Bu durumda akla gelen ilk opsiyon, eşyaların evin boş bir alanında ya da bir depoda aslında hiçbir zaman kullanılmayacaklarını bildiğimiz halde “belki bir gün kullanılır” mantığı ile saklanmasıdır. Başka bir alternatif ise bu eşyaların istenilmeyen diğer atıklar ile çöpe gitmesi, yani daha sonra çöp alanlarında yakılarak doğaya zarar vermesidir. Takdir edersiniz ki, çevreye verilen zarar göz önünde bulundurulursa, her iki seçenek de kesinlikle kalıcı bir çözüm teşgil etmemekle birlikte, kolaya kaçmaktan başka birşey değildir.

Ülkemizde geri dönüşüm olanaklarının henüz mevcut olmadığını akılda bulundurarak, bu soruna yukarıda bahsettiğimiz seçeneklere kıyaslandığı zaman çok daha mantıklı ve çevre dostu bir çözüm vardır. Yurt dışında geliştirilmiş olan ve zamanla tüm dünyaya yayılan “istenmeyen eşyaların çöpe atılıp doğayı kirletmesi yerine, web siteleri aracılığı ile ihtiyacı olan başkalarına verilmesi” fikri, kullanışlı olmakla birlikte çevre için hiçbir zarar içermediğinden büyük bir rağbet görmüştür.

Peki bu olay tam olarak nasıl gerçekleşmektedir? Bu alanda günümüzde aktif olarak birçok üyesi bulunan www.freecyle.org ya da www.ilovefreegle.org gibi sitelerde öncelikle kısa bir forum doldurularak bu siteye üyelik sağlanıyor. Üyelik sırasında ikamet ettiğmiz semt, şehir, ve ülkeyi belirterek bizimle aynı bölgede yaşayan üyelerin bulunduğu gruplara ekleniyoruz. Daha sonra elinde istemediği ve talep görmezse çöpe gidecek olan eşyası bulunan herhangi bir üye bu durumu, ait olduğu bölgenin grubuna e-posta yolu ile bildirerek elden çıkarmak istediği eşyanın reklamını yapmış oluyor. Gönderilen bu e-posta gruptaki tüm üyelere ulaştığı anda verilmek istenen eşyaya ihtiyacı olan üyeler, eşya sahibine yine e-posta yolu ile ulaşarak bu taleplerini bildiriyorlar. Son adım olarak iki taraf da kendi aralarında anlaşarak verilecek olan eşyanın ne zaman ve nerde el değiştirilmesi için gerekli ayarlamaları yapıp işlemi tamamlamış oluyorlar.

Bu şekilde anlatıldığında uzun süreli bir işlem gibi duyulsa da, bu yöntemle istenmeyen eşyaların ihtiyaçlı olan birine verilmesi işlemi aslında çok basit ve hızlı bir şekilde gerçekleşir. Üye olduktan sonra, elimize ulaşan reklamlardan istediklerimize cevap verebilir, ihtiyacımız olan eksikleri bu şekilde tamamlamayla kalmayıp, kendi eşyalarımız arasında ihtiyacımız olmayanları da kolayca elimizden çıkarabiliriz. Özellikle Kıbrıs gibi küçük bir adada insanların bu amaçla buluşması çok daha kolay olduğundan bu yöntemin uygulanması da çok daha mantıklı olabilir. Bu metoda alternatif olarak, interneti daha az kullanan ya da kullanmayan halkımız için her şehirde önceden belirlenmiş bölgelere bildiriler ve listeler asılabilir. Elinden çıkarmak istediği eşyası bulunan ya da bu eşyalara ihtiyacı olan insanlar yaşadıkları yerlere en yakın olan listelere bu bilgileri yazabilirler ve birbirleriyle belirtilen şekilde irtibate geçebilirler.

Günün sonunda unutlmaması gereken tek nokta, herşeyin çevre için olduğudur! Günümüzde gelişmiş ülkelerde kullanılan yöntemleri örnek almak ve ülkemizde kullanılacak bir şekle getirmek bu konuda yapabileceğimiz basit ama etkili adımların başında gelmelidir. Elimizdeki güzelliklerin farkına varıp onları korumak tamamı ile kendi elimizdedir. Yeter ki isteyelim...


Çise Ünlüer (15 Kasım 2009)
ciseunluer@hotmail.com

1 comment:

  1. Tokyo'da yasiyorum ve burada belediyeler atıklar konusunda gerçekten çok hassas davranıyor. Kurallar cok kati. En ufak bir usulsuzlukte belediye copunuzu almayarak ve uzerine de yaptiginiz hata bir not seklinde yazilarak copunuz ortada birakiliyor, hatanizi duzeltip copunuzun alinmasi icin bir sonraki haftaya kadar bekliyorsunuz. Bir nevi mahalle baskisi:)
    Benim yasadigim bolgede belediyenin kendi sattigi özel işaretlenmiş poşetleri dogaya donusumlu ozel posetleri var, bunları kullanmak ve atıklarınızı 5 kategoriye ayırmak zorundasınız(bu torbalar geri donusumlu olmalari sebebiyle hem dogaya zararli degil hem de belediye bu torba satisindan gelir sagliyor)

    Yanabilen atıklar, Yanmaz atıklar (Cam şişeler ayri gun, plastik malzemeler ayri gun, konserve yiyecek/icecek kutulari ayri gun, piller ve spray kutular ayri gun...)
    Bir de Cise'nin bahsettigi konu ile alakali olan "Yeniden değerlendirilebilir atıklar"(elbise ve kagitlar) ve "Büyük hacimli atıklar" (Halı, mobilya, buzdolabı, çamaşır makinesi, vs.) durumu var. Genellikle bunlarin gelip sizden alinmasi ve degerlendirilmesi icin belediyeye para odemek gerekiyor ama bence bu tur seylerin geri degerlendiriyor olmasi verilen paradan cok cok daha degerli.

    Bahsedilen sitelere girip Tokyo'da da boyle bir baglanti olup olmadigini kontrol etmeye calisacagim. Umarim vardir. Cok faydali bir bilgi, tesekkurler Cise.
    Kibris gibi kucuk bir yerde internet sayesinde (Cise'nin de bahsettigi gibi) istenmeyen veya ihtiyac olmayan atiklari ihtiyaci olanlar icin degerlendirmek zor olmamali. Hatta olabilirse keske belediye internet sitesinin yaptigini insan gucu kullanarak kendisi yapabilse.

    Pinar Berk

    ReplyDelete