Bu haftaki yazımız insan hayatının devamını ve bu süreçte karşılaşacağımız tehlikeleri ortadan kaldırmayı hedefleyen diğer buluşlarla devam ediyor.
Çeşitli nedenlerden dolayı aylardır yüzleşmek durumunda kaldığımız çöp probleminin en çarpıcı yanlarından biri hastahanelerin arkasında bulunun alanlarda, gayet sağlıksız bir şekilde bekletilen tıbbi atıklar. İçinde hastanın tüm özelliklerini taşıyan bu atıklar, direk kanalizasyonlara atılarak insan ve çevre sağlığını tehdit ediyor. Asidik ve bazik etkileri ile ekolojik dengeyi bozmakla kalmayan tıbbi atıklar, canlı hayatının devamı için vazgeçilmez bir unsur olan su ve toprağın en önemli kirleticileri arasında yer alıyor. Bunu göz önünde bulunduran bir Türk girişimci, her gün kanalizasyona karışan tonlarca tıbbi sıvı atığın çevreye ve su kaynaklarına yayılmasını engelleyecek bir buluş gerçekleştirdi.
Türkiye'de tıbbi sıvı atıkların berterafı konusunda tasarlanmış, bilimsel verilere dayanan “Neutralab”, tıbbi sıvı atıkların nötralizasyonu ile dezenfeksiyonu alanında gerçekleştirilen çalışmaların bir ürünü. Neutralab’ın yaratıcıları, dezenfeksiyonda en dirençli patojenlerin hedeflendiğini ve bu şekilde diğer patojenlerin de bertarafının sağlandığını iddia ediyor. Bu yöntemin sağlık kuruluşlarında tıbbi sıvı atık kaynağı olan laboratuarlar, diyaliz merkezleri, sterilizasyon üniteleri, diş tedavi merkezleri, ameliyathaneler, ve yoğun bakım ünitelerinde kullanılmasıyla, bu noktalardan kaynaklanan enfeksiyonel hastalıkların çevreye ve su kaynaklarına yayılmasına engel olunabileceği belirtiliyor.
Neutralab, Avrupa Komisyonu tarafından 2 yılda bir düzenlenen “Sürdürülebilirlik İçin İnovasyon - Avrupa Birliği Çevre Ödülleri 2012 - Türkiye” kapsamında düzenlenen yarışmada ürün kategorisinde birincilik ödülünü de kazanarak önemli bir başarı yakaladı. Bu noktada, bu ve benzeri ürünlerin yaygın bir şekilde kullanılması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı'nın tıbbi atıkların bertarafı konusunda sağlık kuruluşları ve diğer kirleticilere yönelik yasal tedbirler alması ve bunların uygulanması bekleniyor.
Günlük kullanım sonucu her gün hepimizin evinden çıkan sebze ve meyve atıkları, ve ülkemizde yetiştirilen hayvan gübrelerini kullanarak elektrik üretilebileceğini biliyor muydunuz? Etkilerini gittikçe daha fazla hissettiğimiz küresel ısınmayı tetikleyen fosil yakıtlardan elde edilen enerji yerine getirilen bir diğer çözüm ise organik atıklardan elde edilen biyogaz kaynaklı elektrik. Dünyada birçok farklı örneği bulunan bu alanda dikkat çeken girişimlerden biri Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, Kocaeli Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi'nin 2007 yılında imzaladığı protokolle başlayan biyogaz projesi.
Üretim Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’yle çalışan İzmit Atık ve Artıkları Arıtma, Yakma ve Değerlendirme A.Ş (İZAYDAŞ) tarafından gerçekleştiriliyor. Aslında işin sırrı, insan ve hayvanların yaşamlarını sürdürebilmek için gün boyunca ürettiği atıkların bir araya getirilmesi ve doğru şekilde değerlendirilmesinde yatıyor. Bu çalışma kapsamında, yeşil alanlardan kesilen çimler, belediye mezbahalarından getirilen işkembe içi atıklar, sebze ve meyve atıkları ile büyükbaş ve tavuk gübreleri kullanılarak saatte 330 kilovat elektrik üretebilen biyogaz ve kaliteli gübre elde ediliyor. Daha sonra çeşitli test ve kontrollerden geçen tesisin Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK)’ndan lisans almasıyla, bitkisel ve hayvansal atıklardan elde edilen elektrik ulusal şebekeye de ulaştırılıyor.
Çöplerin doğaya zarar vermeyecek şekilde ortadan kaldırılmasını mümkün kılan bir diğer proje ise Denizli’de gerçekleştiriliyor. Özellikle insanların yoğun olarak yaşadığı şehirlerde yeşil alanların sayısının artırılmasını, ve evler ile pazar yerlerinden çıkan atıkların güvenli bir şekilde değerlendirilmesini hedefleyen belediyeler bu projeye ilgi gösteriyor. Gelin yakından bakalım...
Yeşil alanlardan kesilen çimler, budanan ağaçlar, pazarlardan çıkan meyve ve sebzelerin ilgilenilmeden boşa bırakılması halinde çürüyerek etrafa kötü koku yayması yerine değerlendirilerek kullanışlı bir kaynağa dönüştürülmesi amaç ediniliyor. Proje kapsamında, bölgedeki park, bahçe ve pazar yerlerinden elde edilen yeşil atıklar, makineler yardımıyla posa haline getirilip üzüm bağlarında ve kültür mantarı yetiştiriciliğinde gübre olarak kullanılıyor. Bu süreçte gerçekleştirilen ilk adım, yeşil atıkların belediyelerin çöp alanlarında toplanması. Burada bekletilen atıklar yaklaşık 9 hafta sonrasında kendiliğinden gübre haline geliyor. Bu şekilde her yıl yüzlerce ton organik gübre üreten belediye, bunu daha sonra üzüm bağlarında ve mantar üretiminde kullanıyor.
Geçtiğimiz aylarda ülkemizde de yaşadığımız gibi çöplerin düzenli toplanıp depolanmaması halinde ortaya gittikçe dayanılmaz bir koku çıkıyor. Oysa evsel ve sektörel atıkların tek tek ayrıştırılıp işlenmesi gerekiyor. Tabii önce insanların çöpleri ayrıştırması için bilgilendirme yapmak önemli. Bu şekilde evsel atıklar, yeşil atıklar, ve tıbbi atıklar ayrı ayrı toplanabilir. Bu atıkların canlı sağlığı üzerindeki risklerinin ortadan kaldırılması ve atıklardan elektrik üretimi sağlanması ancak bu vizyonda mümkün olabilir.
Çise Ünlüer (13 Ocak 2013)
ciseunluer@gmail.com