En yüksek, en derin, en pahalı, en zengin, en yapay, en egzotik... Dubai’yi anlatmaya kelimeler yetmez. Çünkü dünyanın başka hiçbir yerinde yedi yıldızlı bir otele rastlayamaz, dünyanın ülkeleri şeklinde 200 adet insan yapımı bir ada dizisini ziyaret edemez veya dünyanın en yüksek binasına çıkamazsınız.
Her noktasında canlı ve kozmopolit bir hava esen Dubai’nin tüm modernliği ortasında plaj veya bir iş toplantısı sonrasında bir butiğe, bir golf turuna veya seçkin bir restoranına giderken asırlık çarşılar hala sıkı pazarlık etmek isteyenleri cezbeder. Ve tüm bunlara rağmen, günlük hayatta aklınıza gelmeyecek kadar yakındır şehri çevreleyen çöl. Şehir merkezinden biraz dışarı çıkıldığı zaman hayat daha geleneksel, biraz daha yavaş bir hal alır.
Eğer Dubai’yi ziyaret etmeyi düşünüyorsanız, ülke hakkında bilmeniz gereken bazı bilgiler şunlar: Ülkenin para birimi Birleşik Arap Emirlikleri dirhemi (AED). Dubai’i ile Kıbrıs arasında 2 saat zaman farkı var. Elektrik prizleri ülkemizdeki gibi üç pimlidir. Sıcaklıklar kışın (Aralık-Mart) gece en düşük sıcaklık olan 10°C’den yaz ortasında (Haziran-Ağustos) gündüz en yüksek sıcaklık olan 50°C’ye kadar değişiklik gösterir. Eğer fırsatınız olursa ziyaret etmek için en iyi zaman plajda uzun, rahat gündüzler ve dışarıda ılık geceler geçirebileceğiniz kusursuz ısı seviyesine sahip olan Ekim-Nisan ayları arasıdır. Havaya uygun olacak şekilde genellikle bol pamuklu kıyafetler günün sıcağında şapkalarla birlikte yıl boyu tercih edilmelidir. Ancak kış akşamlarının şaşırtıcı derecede serin olduğundan ve binalarda sürekli çalıştırılan klimalar sayesinde soğuk ortamlarda bulunabileceğinizden yanınızda ince bir kazak getirmek en doğrusu olacaktır.
GCC (Körfez Dayanışma Konseyi) ülkeleri için vize gerekmemektedir. İngiltere, ABD, Avustralya, Yeni Zelanda ve çoğu Batı Avrupa ve Uzak Doğu ülkeleri vatandaşlarına geldiklerinde ücretsiz olarak 30 günlük sonradan uzatılabilen ziyaret vizesi verilir. Kıbrıs pasaportuna istenen vize yerel sponsor veya otel kanalıyla alınılabilir. Ülkede uyuşturucu yasaktır ve bu alandaki cezalar gerçekten çok serttir. Alkol tüketimi de lisanslı restoran, bar ve kulüplerde mümkün olmasına rağmen şehir içinde satın alınamaz. Bununla doğru orantılı olarak, alkollü araba kullanmak kabul edilemez bir durumdur ve suçlular için çok ağır cezalar vardır.
20. yüzyılın başlarında gelişen deniz aşırı ve yerel ticaret ile Arabistan’daki en büyük çarşılara sahip olan Dubai tarihindeki en büyük değişiklikler 1950’lerde önce bölgede petrol bulunmasından itibaren başlamıştır. Zengin bir mirasa sahip olan Dubai’nin modern tarihi 1966 yılında Fateh Petrol yatağında petrol bulunması; 1971 yılında ise ortak güvenlik ve refah için Birleşik Arap Emirlikleri kurulması ve Arap Birliği’ne katılması ile bilinir. Daha sonra bu olayları kentin ilk çok katlı yapısı olan Dubai Dünya Ticaret Merkezi’nin açılması ve Emirates Havayolları’nın kurulması takip eder. 1999 yılında açılan Burj Al-Arab dünyanın tek yedi yıldızlı oteli olarak bilinmektedir. Son olarak 2010 yılında dünyanın en yüksek binası olan 828 metrelik Burj Khalifa’nın inşaatı tamamlanır.
Ülke yöneticileri, ülkedeki tüm yatırımlarda güvendikleri petrol kaynaklarının bir gün tükenebileceğini biliyor olmalılar ki buna bağlı kalmayıp turizm ve benzeri alanlarda ülkelerini ön plana çıkarmaya yönelmişler. Birleşik Arap Emirlikleri’nin en çok konusulan ve yabancılar tarafından tercih edilen bölgesinin Dubai olmasında şehir için hazırlanmış başarılı tanıtım politikalarının rolü büyük. Düzenlenen farklı aktiviteler sayesinde ülkeye gelen turist sayısı her geçen gün hızla artıyor.
Biraz da Dubai’de görmeyi bekleyebileceğiniz insan profilinden kısaca bahsetmek istiyorum. Üniformaları boydan boya beyaz çarşaf ve terlikten oluşan erkek havaalanı memurlarından mı yoksa gelenlere vize vermekle görevlendirilmelerine rağmen ellerindeki telefonlar ile saatlerce müzik dinlemeyi tercih eden çalışanlardan mı başlasam. Altın süslemelerle donanmış havaalanı da dahil olmak üzere Dubai’de son birkaç senede yapılan çoğu bina gayet geniş, modern ve göz alıcı. Aralık ayının son haftalarında ziyaret ettiğim Dubai’deki toplumun çoğunu müslümanların oluşturmasına rağmen havaalanı da dahil olmak üzere şehrin birçok farklı noktasında noel baba kıyafetli animatörler ve altında hediye dolu dekoratif yılbaşı ağaçları görmek ve Christmas müzikleri dinlemek mümkün. Daha çok hristiyan dünyasına özgü olan bu süslemeler ve etraflarında dolaşan siyah çarşaflı kadınlar ile beyaz çarşaflı erkeklerin oluşturduğu tezat ilginç olduğu kadar komik. Ama unutmamak gerekir ki Dubai’ye çalışmak amaçlı gelen birçok yabancı var ve şehirdeki birçok şey burada yerleşik olan halka hitap edecek şekilde tasarlanmış.
Dubai nüfusunun büyük bir kısmını Hintliler oluşturmakta. Bindiğim taksilerden birinin şoförü genç yaşta çalışmak için Hindistan’dan Dubai’ye göç ettiğini anlatıyor. Ülkeye ilk geldiği günden itibaren birçok farklı işlerde çalışan ve zor şartlarda hayatta kalmaya çalışan Hintli şoför gerçekten sıfırdan nasıl bir hayat kurulabileceğinin güzel bir örneği. Yolculuk bitmeden, yaklaşık 10 sene Dubai’de çalışarak biriktirdiği para ile ülkesine dönüp kendi işini kurmak istediğini de ekliyor.
Şehri ilk kez ziyaret edenler az da olsa bir kültür şoku yaşayabilir çünkü Dubai’de dünyanın her köşesinden çalışmak için gelen birçok insanın yanında geleneksel Arap kıyafeti olan dishdash (beyaz erkek kıyafeti) ve abayalarıyla (tesettür) dolaşan yerliler ile karşılaşmak kaçınılmaz. Her ne kadar gökdelenlerle dolu olsa da şehirde namaz vakti geldi mi camilerin sesleri dört bir yandan duyuluyor. Hatta dünyanın en büyük alışveriş merkezlerinden olan Dubai Mall veya Mall of the Emirates’de bile mağazaların arasında dolaşan insanlara namaz vaktinin geldiği buradaki elektronik ekranlardan bildiriliyor. Günlük Dubai kültürünün bir başka parçası olarak sokaklarda sıkça Arapça konuşmaları ve nargile kokusunu duymak mümkün.
Her ne kadar da şehirde yaşayan yabancı toplumun da etkisi ile etrafındaki ülkelere kıyaslandığı zaman daha rahat bir tavır sergilense de, Dubai, günün sonunda yine de Müslüman kültürünün kabul gördüğü bir yer olduğundan toplum içinde temkinli davranılmalı, özellikle şehrin geleneksel bölümlerinde mütevazi bir giyim anlayışı benimsenmelidir. Bununla doğru orantılı olarak şehirde suç oranları oldukça düşük olduğundan sokaklarda dolaşmak oldukça güvenlidir.
Gelelim dinin halkın davranışlarının şekillenmesindeki rolüne. İslam dininin önemi Birleşik Arap Emirlikleri toplumu için tartışılmazdır. Halk, toplumun gerçek dokusu içerisinde vazgeçilmez bir rol oynayan dini inançlar doğrulutusunda çok kesin ahlaki esaslar bildiren Kuran’ı günlük hayatın her konusununda bir referans noktası olarak alır. Dubai’yi müslümanların kutsal ayı olan Ramazan’da ziyaret ederseniz bunu daha net bir şekilde görebilirsiniz. Bir İslam ülkesi olarak Dubai kültürü bu konuda çevredeki ülkelerden çok da farklı değildir ve birçok restoran ve kafe gündüz saatlerinde kapalıdır. Bu zamanlarda müslüman olmayanların da toplum içinde yemek yememesi, su içmemesi veya sigara kullanmaması beklenir.
Ülkedeki Arap toplumu için aile kavramı çok önemli olmakla birlikte yerli halk yabancılara karşı genellikle gayet misafirperver. İlk başlarda halkın gösterdiği bu yakınlığa biraz önyargılı davranmakta yarar var diye düşünseniz bile gittikçe bu samimiyet içinizi ısıtıyor. Örneğin Dubai’de altın veya baharatların satıldığı geleneksel pazarlara “souk” ismi veriliyor. Şehrin Deira bölgesinde bulunan baharat pazarındaki göz alıcı renklerdeki baharatların arasından çubuklar halide satılan tarçınlara gözüm takılıyor. Satıcı çocukla kısa bir sohbetin ardından bölgedeki halkın Türkler’e büyük bir sempati beslediğini anlıyorum. Çocuğun kasada oturan babası İngilizce konuşmamasına rağmen önündeki sandalyeyi göstererek bana çay ve yanında hurma ikram ediyor.
Geleneksel ile modern sentezi oluşturan Deira bölgesinden biraz bahsetmek istiyorum. Bölgenin batı tarafında bulunan çarşı etrafında ucuz lokantalara ek olarak her tür mal satan, dolup taşan dükkanları ve dar pasajlardan oluşan kalabalık mahalleleri görebilirsiniz. Deira’nın daha doğusunda körfez kıyısı boyunca kargolarını yükleyip boşaltan antik yelkenlileri ve gelişen iş bölgesinin ışıldayan cam ve çelik kuleleri gibi yükselen çarpıcı binaları mevcut. Dubai’nin bu bölgesindeki ilgi çekici noktaları arasında Deira alışveriş merkezi, Dubai Creek Golf & Yacht Club, Century & Irish Village ve daha birçok mağaza, restoran ve eğlence yerine sahip Dubai Festival Merkezi yer almaktadır.
Dubai'de dikkat çeken bir diğer nokta sadece üç yıl önce kurulan ve bugün 1500’den fazla şirkete ev sahipliği yapan TECOM (Dubai Internet City, Dubai Media City ve Knowledge Village). 2002 yılında yüzde yüz on (110%)’luk bir büyüme yakalayan Dubai Internet City, bu büyümeyi 2003'te de tekrarladı. Üç yıl önce kurulan Dubai Internet City bugün 600'ün üzerinde firmanın katılımı ile uluslararası bir bilişim topluluğu haline geldi. Günümüzde serbest bölgede 44 farklı ülkeden şirket faaliyet göstermekte ve otuz binden fazla bilgi çalışanı görev yapmaktadır.
5 yıldızlı otel cenneti olan Dubai, aynı zamanda dünya üzerindeki tek 7 yıldızlı otele de ev sahipliği yapıyor. Şekli bir yelkeni andıran Burj El Arab’ın önünde fotoğraf çektirmeden Dubai’ye gelmiş sayılmazsınız demek çok da yanlış olmaz sanırım. İsminin anlamı “Arap Kalesi” olan bina 321 metrelik yüksekliği ile dünyanın en uzun dördüncü hoteli. Çok çabuk bir kıyaslama yapacak olursak otel, Paris’teki Eiffel Kulesi’nden daha uzun, New York’taki Empire State Building’den ise sadece 60 metre daha kısa! Tasarımında Arap kültürünü yansıtacak şekilde bolca altın ve kristal parçaları kullanılan Burj Al Arab, Jumeriah plajından 280 metre dışarıda duran yapay bir ada üzerine inşa edilmiş ve bir köprü yardımı ile karaya bağlanmış.
Şanslı bir şekilde otele tam güneşin batmaya yakın olduğu saatlerde gittiğimden otelin güneşin batışıyla farklı renklerle ışıklandırılmasını izleyebiliyorum. Dubai’ye yolunuz düşerse, gözalıcı bu manzarayı kaçırmamanızı tavsiye ederim. Tabii otelde konaklama imkanları tahmin edeceğiniz gibi bayağı yüksek ücretlerle sunuluyor. Burj El Arab yerine biraz daha hesaplı ama yine de Dubai’nin sunduğu ihtişamlı ortamı yaşayarak kalabileceğiniz 5 yıldızlı oteller arasında Le Meridien, Hilton, Crowne Plaza, Ritz Carlton, Jumeirah Beach Hotel, Ramada ve Sheraton geliyor.
Alışveriş, gezilerle ilgili yazıları okuyan çoğu insanımızın merak ettiği bir nokta. Tahmin edebileceğiniz gibi, Dubai tam bir alışveriş cenneti. Elektronik eşya, telefon, fotoğraf makinesi, kıyafet, aksesuar.. İlgilendiğiniz ne olursa olsun Dubai’de bulmak mümkün. Yeter ki gitmeniz gereken yeri önceden öğrenin. Örneğin elektronikler için Al Fahiti sokağı, ayakkabı için City Center Alışveriş Merkezi veya pek çok spor malzemesini çok ucuza bulabileceğiniz Al Karama'da mağazalara uğrayabilirsiniz. Eğer deri çanta almak istiyorsanız Deira'daki dükkanları deneyebilir, yine bu bölgedeki Gold Souk'dan altın, çevre dükkanlardan envai çeşit kumaş, şal, baharat da alabilirsiniz. Dubai’de ne yiyeceğim diye uzun uzun düşünmeye de gerek yok. Fast food konusunda gayet geniş imkanlar sunan alışveriş merkezlerine ek olarak şehrin farklı noktalarında rastlayacağınız yerel tatlara kadar aradığınız her çeşit yemeği Dubai’de bulmak mümkün.
Çoğu zaman saymakta zorlanacağınız kadar şeritli kusursuz yolları olan Dubai’de bu şekilde seyahat etmenin tek zorluğu trafik miktarı. Şehrin çoğu önemli yerine ulaşan metroya ek olarak taksilerin de fiyatları oldukça makuldur. Ancak unutmamak gerekir ki şehirde görülmesi gereken çarşılar, tarihsel miras alanları ve müzelerin keyfini en iyi yürüyerek çıkarabilirsiniz. Tabii yaz aylarında artan sıcaklarda bu aktivitede zorluk yaşanabileceğini de unutmamak gerekir.
İster kafanızı dinlemek, ister gönlünüzce alışveriş yapmak ya da unutulmaz bir tatil yaşamak... Amacınız ne olursa olsun, kış ortasında yazı yaşamak için ideal bir seçim olan Dubai bunu karşılayacak nitelikte bir yer.
Çise Ünlüer (22 Ocak 2012)
ciseunluer@gmail.com