Arayın, Yeşil Hayatı Tarayın...

07/09/2012

Çalışma Ortamlarınızı Yeşillendirin



Gelişmiş teknolojinin, doğaya uyumlu tasarım düşüncesiyle uyum yakaladığı çalışmaların artık ön plana çıktığı günümüzde, yeşil tasarım bu konuyla ilgilenen herkesin içselleştirdiği bir kavram. Gerçekte temelleri doğayla çatışmayan ve bu sayede bakım maliyetlerini de azaltan ilkelere dayanan yeşil tasarım, yapıları güneşe göre yönlenme, doğal aydınlatma, ve soğuktan kaçınma gibi atalarımızın benimsediği doğal yapım mantığını yeniden keşfetmemizi mümkün kılıyor.

Kısaca bahsedecek olursak, barındırdıkları enerji ve su tüketimini azaltmaya yönelik sistemler; kullandıkları yenilenebilir enerji kaynakları, çevre dostu yapı malzemeleri ve yapım teknikleri; yapılan doğru yer seçimi, kullanıcı rahatlığına ilişkin aydınlatma, hava kalitesi gibi konuları içeren yeşil binalar sayesinde inşaat sektörünün doğal çevreye verdiği zarar azalıyor. Bu alandaki girişimlerden yeşil çatı uygulaması, yağmur sularının tekrardan kullanılmalarını mümkün kılarak kanalizasyon sisteminin yükünü azaltıyor. Alternatif enerji kaynaklarından, doğal ışıktan yararlanılıp enerji tasarrufu sağlanıyor. Yeşil katmanların güneş ışınlarını yansıtmaması nedeniyle sera etkisini oluşturan yansımalar azalıyor. Etkili yalıtım sistemleri ile ısıtma ve soğutma maliyeti ve karbondioksit salınımı azalıyor.

Artık tüm dünyada sıkça kullanılan “yeşil” yatırımlar sadece konut projelerinde değil çalışma ortamlarında da uygulanıyor. Doğal çevre ile uyumlu bir yapılanmayı sağlamak için kullanılan yeşil standartlardan BREEAM (Bina Araştırma Kuruluşu Çevresel Değerlendirme Metodu) ve LEED (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik)’e olan talebin gittikçe artması, bu sektörün ne kadar hızlı büyüdüğünün bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Bu standardların esas amacı binaların çevresel performansları için doğru kriterleri belirleyerek tarasrımcıları çevresel konulara karşı daha duyarlı hale getirmek ve binalarda çevre dostu ve enerji tasarrufu yapan uygulamaları desteklemek. Bunu sağlamak için, ürün geliştiricilerin, tasarımcıların ve kullanıcıların çevreyle dost binaları tercih ve talep etmeleri ve bu yönde bir piyasa oluşmasının sağlanması; toplum genelinde binaların küresel ısınma, asit yağmurları, ve ozon tabakasındaki incelme üzerindeki büyük etkisi konusunda farkındalığının yükseltilmesi; binaların çevreye olan uzun vadeli etkilerinin en aza indirilmesi; gün geçtikçe azalan su ve fosil yakıtlar gibi kaynakların kullanımının azaltılması; ve bina içerisindeki ortamın kalitesini ve kullanıcılara sunduğu konforunun artırılması teşvik ediliyor.

Yeşil ofis uygulamalarının tek katkısı doğaya değil. Uzun vadede sağladığı tasarrufa ek olarak, çalışma ortamlarında yeşil girişimleri gerçekleştiren çalışanların fiziksel ve ruhsal sağlığının yanısıra verimliliğinin de arttığı gözlemlendi. Bunların en basiti, çalıştıkları ortamlarda sağlanan temiz hava değişimi ve zehirli gaz salan mazlemelerin kullanımının engellenmesi ile artan ile iç hava kalitesi sayesinde çalışanların daha sağlıklı nefes alması. Aynı bina içerisinde sağlanan kuaför, banka, kafeterya, ve çocuk bakım salonu gibi çeşitli hizmetler sayesinde çalışanların ulaşım ihtiyacı mümkün oldukça ortadan kaldırılıyor, bu sayede hem yakıt hem de zaman kazanılıyor.

Çalışma ortamlarımızı daha yeşil yapmak için atacağımız adımlar düşündüğümüzden çok daha basit. Yeşil bir ofis içerisinde uluslararası termal konfor standartlarına uyularak ısıtma ve soğutma tasarımı yapılabilir ve binaya giren gün ışığı miktarı sensörler vasıtasıyla ölçülüp aydınlatma sistemlerinin buna bağlı olarak kısılmasıyla aydınlatma otomasyonu sağlanabilir. Uzun süre güneş görmeyenlerin depresyon tehlikesiyle karşılaştığını unutmayarak, özellikle iç mekanlarda mümkün olan en fazla güneş ışığı alınmalıdır. Aynı zamanda, ofisler her çalışanın dış mekan ve ortamları görebileceği şekilde tasarlanabilir. Bu süreçte, inşaatta kullanılan boya gibi malzemelerin insan sağlığına zararlı maddeler içermemesine de dikkat edilmelidir.

Uzmanlara göre yakın gelecekte yeşil tasarım, bu konuyla ilgili her profesyonelin benimsediği bir kavram olarak yer alacak. Bu alanda yatırım yapanların esas merak ettiği nokta ise yeşil tasarımın maliyeti. Ekolojik malzeme ve sistemler halen üretim ekonomisini yakalamadıklarından yeşil yatırımlar ilk bakışta yüksek maliyetli olarak görünseler de, bu alanda işletme maliyetinden kazanılan tasarrufla bu masrafları kısa bir sürede karşılamak mümkün.

Henüz Kıbrıs’ta yeşil binalar konusunda ciddi anlamda bir girişim olmasa da, Türkiye’de çevreci özellikleriyle LEED sertifikasını almaya hak kazanan Unilever Türkiye yeşil ofisi, tasarım sürecinde enerji ve su verimliliği, çalışanların sağlığı ve mutluluğu gibi konular üzerinde yoğunlaşarak doğal kaynakların kullanımı esasına göre tasarlanmış. Bu doğrultuda bina, gün ışığını azami kullanan, güneş enerjisinden faydalanan, aydınlatma ve diğer alanlarda hem verimli hem de düşük enerji kullanımı sağlayan ekipmanlarla donatılmış. Yağmur suyunun depolanması, yüksek izolasyon değerleriyle enerji kullanımının düşürülmesi ve kağıtsız ofis konsepti de binanın dikkat çeken özellikleri arasında yer alıyor.

Yeşil ofis tasarımları sayesinde, zamanımızın büyük kısmını geçirdiğimiz iş yerlerinde bir yandan tüketimimizi azaltıp kurumumuzun doğa üzerindeki baskısını hafifletebilir, bir yandan da tasarruf yapabiliriz. Çevre dostu tercihler yapmaları konusunda cesaretlendirilen çalışanlar, hayatlarının her noktasında daha fazla tasarruf yapacakları şekilde yönlendiriliyor. Bu anlamda iş yerleri için bir tasarruf mekanizması oluşturularak, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına bireysel katkıda bulunulması sağlanıyor.

Özetlemek gerekirse, yeşil ofis programları yardımı ile hem iş yerimiz hem de doğa, ve dolayısı ile insanlık kȃrlı çıkar!


Çise Ünlüer (9 Eylül 2012)
ciseunluer@gmail.com

3 comments:

  1. This comment has been removed by the author.

    ReplyDelete
  2. Yazılarınızı ilği ile okuyorum.Daha fazla ümitvar olmamızı sağlıyorsunuz.Gönlünüze sağlık.

    ReplyDelete
  3. Tesekkur ederim Enes Bey, calismalarinizda basarilar dilerim... Cise

    ReplyDelete