Arayın, Yeşil Hayatı Tarayın...
14/11/2011
Gıda Etiketlerindeki Sır
Günlük hayatta tercih ettiğiniz ambalajlı gıdaların içinde neler olduğunu hiç merak ettiniz mi? Her ne kadar dikkat edersek edelim, marketlerden birçok paketlenmiş gıda satın alıyor ve tüketiyoruz. Bu süreç boyunca çoğu zaman tükettiğimiz yiyeceklerin içeriğine bakmayı bile düşünmüyoruz. Bu yazıyı okuduktan sonra bu konudakı yaklaşımınızın değişeceğine ve ambalajlı gıdalara daha bilinçli bir şekilde yaklaşacağınıza eminim.
Gıda paketlerinin üzerinde yazılı olan bilgilerin niye orada ne ne oranda doğru olduğunu hiç düşündünüz mü? Eğer kimse gerçekten önem verip okumuyorsa bu yazıları bulundurmanın gereği yok diye düşünebilirsiniz. Ancak durum bu değil. Ambalajların üzerindeki bu yazılar aslında bu yiyeceklerin üreticilerinin sizinle yaptığı bir anlaşma şeklinde algılanmalıdır. Bu yiyecekler marketlerdeki raflarda yerlerini almadan, arka planda gerçekleşen kapsımlı bir çalışma söz konusu. Çoğu gıda üreticisi, insanlara pazarlamaya çalıştığı yiyeceklerin daha çok satılması için alanında uzman avukatlar eşliğinde farklı oyunlara başvuruyor. Bu oyunların bir parçası olarak paketlerin üzerine yazılacak olan kelimeler dikkatle seçiliyor. Bugün sizlere bu kelimelerden birkaç örnek vererek nelere dikkat etmeniz gerektiğini anlatmak ve tükettiğiniz gıdaların seçimi yaparaken bilinçlenmenize yardımcı olmak istiyorum.
Çoğu paket üzerinde sıkla görülen “çeşniler” doğal ve yapay olarak iki gruba ayrılsa da çoğu gerçekten laboratuarlarda hazırlandığından bu işlemin “doğallığı” sorgulanır. Doğal olduğu belirtilen çeşniler doğal kaynaklarından izole edildiğinden yapay olanlardan daha sağlıklı değiller. Örneğin “doğal” hindistancevizi aroması gerçek Hindistan cevizi yerine Malezya'daki bir ağacın kabuğundan elde ediliyor. Bu işlem boyunca kabuğu elde etme çabası ağacı öldürüyor ve dolayısıyla ürünün fiyatını yükseltiyor. Yapay olanların doğallara göre daha ucuz olmasının esas nedenlerinden biri bu.
Özellile sıcak yaz aylarında tercih ettiğimiz meyve sularının basitleştirilmiş hali olan “karıştır ve iç” versiyonları aslında düşündüğümüz gibi yüzde yüz meyve suyundan oluşmuyor! Bu içeceklerin gerçekte ne kadarının gerçek meyve suyu olduğunun paket üzerinde net bir şekilde belirtilmesi gerek. Çoğu zaman daha az kaliteli meyve sularının karışımı olabilen bu içecekleri alırken etiketlerini dikkatle okumak doğru seçimi yapmada önemli bir rol oynayabilir.
Özellikle doğal gıdaları tüketmeye çalışan insanları cezbetmeye çalışan “yüzde yüz doğal” ve benzeri sloganlar içeren yiyeceklere daha da süpheli yaklaşmak lazım. Örneğin taze sıkılmış portakal suyu gibi saf olması beklenilen ürünler, parfüm şirketleri tarafından kullanılan aromaya ve tada benzemesi için farklı çeşni paketleriyle destekleniyor. Belirsizlik yaratan bir diğer kelime “nektar”. Bu terimin, meyve suyu veya püresi, su ve tatlandırıcı içeren seyretilmiş içecekler için de kullanması akıl karıştırıcı. Özellikle bu içeceklerde yüksek fruktozlu mısır şurubu da bulunabileceğini düşünecek olursak, “nektar” teriminin ne kadar yanıltıcı olduğunu anlayabiliriz.
Üzerinde “sürülebilir” yazan fındık veya fıstık ezmesi gibi ürünler, bu özelliği elde etmesi için temel içeriklerinde bulunmayan maddeler içeriyorlar. Bu nedenden dolayı, sürülebilir olan ezmeler geleneksel ezmelerden farklıdır. Çoğumuzun sağlıklı beslenme için gerekli olduğunu bildiğimiz lifler, aslında her zaman düşündüğümüz kadar kolay erişilebilir değil. İyi bir lif kaynağı olduğu belirtilen besinler arasında lif gibi görünmeyenler gerçek bir lifin görevini yapamaz. Doğru miktarda lif tüketimi için doğal lif içeren meyve ve sebzelere yönelmek en doğru seçim olacaktır.
Artan yaşla daha da önemli olan kolesterolsüz yiyecekler tüketirken akılda tutulması gereken en önemli nokta herhangi bir hayvandan çıkarılmayan bir ürünün kolesterol içermediğidir. Oysa çoğu yiyecek üreticisi, ürünlerinin tüketici tarafından sağlıklı bir seçim olarak algılanılması için paketlerin üzerinde kolesterolsüz olduklarını belirtiyor. Kolesterol dışında, genel olarak içerisinde mısır şurubu veya hidrojenize yağlar içermeyen ürünleri tercih etmeliyiz.
Kim istemez yağsız ürünleri tüketmeyi! Ancak her ne kadar üzerinde yağsız yazsa da, bu gıdalar hiçbir zaman yüzde yüz yağsız değildir. Gıda seçiminde bir diğer önemli madde şeker. Herhangi bir ürünin içerdiği şeker miktarının paketin üstünde belirtilmesi şarttır. Çoğu zaman tam olarak “şeker” diye geçmeyen “sorbitol”, “mannitol” ve “xylitol” gibi maddeler de aslında bir çeşit şekerdir.
Son olarak değinmek istediğim nokta bazı gıda paketlerindeki sağlık iddiaları. Örneğin etiketler üzerinde ve reklamlarında verilen imaj doğrultusunda probiyotik yiyeceklerin tüketildikleri zaman çocukların bağışıklık korumasını sağlayacağını düşünebiliriz. Ancak durum böyle değil. Hiçbir yiyecek tamamı ile hastalık tedavisi olarak yetkilendirilmemiştir. Her ne kadar da “geleceğin ilacı” olacağını iddia etseler bu tür yiyeceklere şüphe ile yaklaşmak ve bu yiyeceklerden gerçekte yapabileceklerinden daha fazlasını beklememek doğru bir yaklaşım olacaktır.
Çise Ünlüer (13 Kasım 2011)
ciseunluer@gmail.com
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment